24 Nisan 2014 Perşembe

KEMALİYE GİRİŞLERİ


 
Şehir girişleri o şehir hakkında fikir verir. Kimileri yöresel objeler koyarlar şehirlerinin girişine, kimileri ağaçlarla çimlerle çiçeklerle süslerler, kimileri alakasız abartılı bir şeyler yaparlar, kimileri de perişan bırakırlar. Oysa, şehir girişleri o şehrin özetini verir. İlk izlenimler önemlidir. Akıllarda kalır. Şehre gelenler beklentilerini girişlere göre koyarlar.

Konumuz Kemaliye… Kemaliye’nin giriş düzenlemesine belki de hiç ihtiyacı yoktur. Her şeyiyle Kemaliye’yi zaten özetliyor. Bir tarafta Fırat, diğer tarafta yalçın kayalar. Ağaçlar arasından Kemaliye’ye giriliyor.
 
Kemaliye’nin girişi Akdere çatalı olarak kabul edilirse, buraya “tak” falan yapmaya da gerek yok. Akdere çıkışı biraz geri çekilerek kavşak olduğu belli edilir. Oradaki hurdalar ve kalabalıklar yok edilir. Sol tarafta atölyeler ve az ilerdeki kum depoları  gizlenir. Giriş aydınlatılır. Yeter bu kadar. Bir de temiz tutular.
Fırat’a doğru, sağ aşağıdaki ucube TOKİ’leri gizleyecek, yolla TOKİ’ler arasına hızlı büyüyecek ağaçlar dikilir. Kemaliye’nin Ariki tarafından girişi tamam olur.
Bir de Akdere’nin orda Fırat’a doğru bir teras yapılır. Üç-beş tane de oturma bankosu konulur. Küçük bir düzenlemeyle hoş bir alan oluşturulur. Kalfa işi olmasın, lütfen bilgili birine danışılarak yapılsın.
Uyarsa yol kenarına konacak koca bir kayanın üzerine bir yontucuya (heykeltıraşa) kocaman “KEMALİYE” yazdırılır. Şöyle hayalen düşünün… Bizce oldu, hem de pek güzel oldu… Sizce..?
Şirzi tarafı girişine, rica ediyoruz el sürmeyin. Yalçın kayalar, kayalar kadar sert Şirzi Köprüsü, Fırat, dar vadi ve tüneller… Kemaliye’nin doğal özeti. Biraz yol bakımı yeter. Salihli yönünden köprüye inerken, tünele girmeden sağdaki düzlüğe iyi düzenlenmiş bir kafe şık olur. Demli çayınızı yudumlarken, manzarasını bir düşünün.
Şirzi Köprüsü’nün ortasından Kemaliye’ye doğru bakıldığında, kıyıda, tam bükün başında, üniversite yerleşkesi içinde heyula bir yapı var. Üniversitede çevre mühendisi, şehir planlamacısı yok muydu? Muhteşem doğanın ortasına yakışmış mı? O binayı yayarak yapsalardı iyi olurdu. Koca bina… Gizlense gizlenmez, kaldırılsa kalkmaz…     

 
( 1. - 2. - 6.fotoğraflar alıntı )

İletişim : kemaliyenotlari@gmail.com

(Fotoğrafların üzerine sol tık yaparak büyütebilirsiniz.)

 

 

14 Nisan 2014 Pazartesi

BÖYLE GELMİŞ… BÖYLE GİTMEZ…


Günlerdir, turizmle kalkınmış iki güzel ilçemizin fotoğraflarını facebook sayfamızda  veriyoruz. Safranbolu ve Beypazarı… Son olarak, Kemaliye fotoğraflarıyla karşılıklı koyarak mukayese etmenizi rica ettik. Sonuç tahmin ettiğimiz gibi çıktı. Hepimiz “Kemaliye daha güzel” dedik. Aslında, “görünen köy kılavuz istemez”… Kemaliye’mizin  güzelliği tartışılamaz ve yadsınamaz. Benzersiz dokusuyla, eşsiz doğasıyla müthiş görseller sunuyor Kemaliyem… Farklılıklarımız bilgisizce veya çıkarlar uğruna harcanmadan davranmalıyız… Kemaliye’yi butik bir şehir yapmak için aklı eren ve Kemaliye’yi seven yatırımcılara  Kemaliye bulunmaz bir nimet.

Facebook sayfamızda Safranbolu’nun ve Beypazarı’nın fotoğraflarını, reklamlarını yapmak veya tanıtmak için vermedik. Turizmle kalkınmalarını Kemaliye’ye örnek göstermek istedik. Kentlerini turizme göre planladılar, görmenizi istedik. Kemaliye’de turizme inanmayanlara, turizmin Kemaliye’yi yeniden yaratacağını kanıtlamaya çalıştık.

GELECEK TURİZDE

 
(2.fotoğraf Safranbolu, 3.fotoğraf Beypazarı)
(Fotoğraflar alıntıdır)


(Fotoğrafların üzerine sol tık yaparak büyütebilirsiniz.)

 

 

 

3 Nisan 2014 Perşembe

KEMALİYE’NİN MEYDANI


Yukarıdan aşağıya, soldan sağa ölçülsün Kemaliye’nin tam ortası belediye dükkânlarının önündeki meydandır. Hani şu pazarın kurulduğu alan var ya… Bir yanında Mustafa’nın Cumhuriyet lokantası, Ulvi’nin fırını, Gongol et pazarı var. Çarşı tarafından giriliyor, Hükümet tarafından çıkılıyor. Araba park ediliyor, hurdalar konuyor.

Kemaliye’nin ortasından Devlet Karayolu geçer. Keşke Ecevit Köprüsüyle beraber devlet karayolu karşı geçeye verilseydi. Galiba, Trabzon-Antalya ekspres yoluyla geçiş karşıya geçecek.
Devlet Karayolu Kemaliye’nin içinde Cumhuriyet Caddesi oluyor. Caddenin biraz geniş olduğu noktaya da Cumhuriyet Meydanı diyoruz. Aslında caddenin genişlediği yere meydan demek saçma olur. Ayrıca araba parkıyla işgal edilmiş durumda. Yani, Kemaliye’nin meydanı yok demeğe getiriyoruz.










Kemaliye ortasını doğru belirledik mi? Hah işte… Kemaliye’nin meydanı  orası. Meydan öncelikle araba kalabalığından kurtarılmalı. Meydanın iki gerişine yapılacak engellerle araç girişi men edilmeli. Çevresindeki dükkânların işgalleri kaldırılmalı ve özgün mimariye uygun hale getirilmeli. Dükkânların kimlikleri değiştirilerek turizme kazandırılmalı. Dükkân değişimleri isim yapmış restorasyon mimarları tarafından yapılmalı. Ve hatta üniversitelerden yardım alınmalı.

 
(Fotoğraf İstanbul'dan. Örnek olarak verildi.)

 
 
(Fotoğraf İstanbul'dan. Örnek olarak verildi.)
 
 
(Fotoğraf İstanbul'dan. Örnek olarak verildi.)
Meydan oturma guruplarıyla donatılmalı. Meydanın büyük bölümü bir peyzaj mimarı tarafından  yeşil alan olarak düzenlenmeli. Meydana yapılacak bir havuz Kemaliye’yi rahatlatacaktır. Yeşil alandan arta kalan kısımlarına mozaik çakılları ve  granit parke döşenmeli.
 
(Fotoğraf İstanbul'dan. Örnek olarak verildi.
Tabi ki bu kadar büyük havuz Kemaliye'ye iri gelir.
Ancak, fotoğraftaki gibi mermer olmalı, motiflerle süslenmeli.
Kesinlikle fıskiyeleri olmalı.)
Alt yapı özgün yapıya uygun olarak hazırlanmalı  ve Kemaliye turizme hazırlanmalı. Eski dokusu korunarak yenilenecek Kemaliye’nin tanıtımına geçilmeli. İşte bu aşamada hepimiz üstümüze düşeni yapmalıyız.

Önerilerimiz sürecek.

 
İletişim : kemaliyenotlari@gmail.com

(Fotoğrafların üzerine sol tık yaparak büyütebilirsiniz.)