Kemaliye geçmiş… Kemaliye gelecek…
Bu güzelliği, bu şaheseri dilediğimiz gibi kullanabilir miyiz? Kemaliye’nin zenginliğini sorumsuzca tüketebilir miyiz? Kemaliye’yi korumakla, geleceğe taşımakla görevli olanlar büyük sorumluluk altında olduklarının farkındalar mı? Yitirdiklerimizi yeniden geri kazanmak mümkün mü?
Turizmde yerel yönetimler kent girişlerini önemserler. Kent girişi, o kentin özetidir. Temiz olmalı ve özenle düzenlenmeli. İyi bir peyzajla karşılamalı konuklarını.
Oysa, Kemaliye kent girişi hiç de Kemaliye’yi yansıtmıyor. Meselâ Akdere Yolu, atölyelerin görüntüleri, hurdalar… Pekâla kalabalık kaldırabilir, derlenir toparlanır, önleri uygun yeşilliklerle gizlenebilir.
Yöneticiler kendilerince sanayiyi kent dışına çıkarmışlar. Buralar kentin dışı değil, kentin girişi. Görüntü kirliliğinin yok edilmesi yeter mi? Kemaliye girişi ziyaretçileri şaşırtacak kadar güzelleştirilmeli. Kemaliye o kadar değerli ki, giriş Kemaliye’yi sergilemeli… Öyle ki, bir film afişi gibi Kemaliye’nin özeti olmalı.