Rahat
anlaşılması için başlığı BALCILIK olarak verdik. Doğrusu ARICILIK olmalı.
Bal
nedense bir muamma… “Gerçek bal nasıl olur?” Bilen yok! Kimi gerçek “bal
şekerlenir” der, kimileri “kesintisiz akmalı” der. Bir bölük bal uzmanı rengini tartışır.
Bazıları yerken geniz yakmalı der. Velhasıl ortak bir noktada birleşilemez. Ve
yıllardır bal tüketicileri aldatılır. Hilesi en bol olan gıda maddesi herhalde
bal’dır.
Belki
de ucuz merakımız nedeniyle kolayca aldatılıyoruz. Birileri benim balım iyidir ve
ucuzdur. Buyrun 15 lira… Diğeri gerçek bal ben de 30 lira… Bir başkası 60 lira,
bir diğeri 100 küsur lira… Fiyatlardan da kaliteyi belirleyemiyoruz.
(Kestane balı.)
Oysa
bal halkımızın önem verdiği gıda maddesidir. Halkımız balı her derde deva
görür. Hangi bal, hangi şifaya iyi gelir bilinemez. Örnek “kestane balı” şifalı
bilinir ve kaşık kaşık tüketilir. Sonuçları vahimdir. Kestane balı kimi yerde
şifa verir, kimi yerde ölüm getirir. Kestane balı bir çay kaşığını geçmemeli.
(Arıcıyı tasvir eden 15.000
yıllık duvar resmi.)
İspanya’da bir mağarada
bulunan tasvir Bal’ın 15 bin yıldır üretildiğini ve
tüketildiğini gösteriyor. Mısır'da firavun mezarlarında 3.200 yıllık kurumuş bala rastlandı. Eski
Mısırlıların 4.000 yıl öncesinden beri Balı besin, ilaç ve dini amaçlarla
kullandıkları biliniyor. M.Ö. 3.000 yıllarında varolan Sümerler balı ilaç
olarak kabul etmişler.
Bal’ın besleyiciliği,
direnç arttırıcılığı ve insan sağlığına kattıkları artık tartışılmıyor. Doğru
Bal, doğru ölçüde, doğru zamanda tüketildiğinde insan sağlığına yararları
bilimsel olarak kesinleşti. Bal çok rağbet gören, kolay pazarlanan bir ürün.
Koloniler halinde yaşayan
Arılardan bir bireyin yok olması, üretim çarkını durdurur ve kovan işlevsiz
kalır. Arıların akıl almaz işbirliği, ürünlerini işlerken gösterdikleri sabır
ve çalışkanlık... Balın olağanüstü yararları hayranlık yaratıyor. Tarih boyunca insanlar
Bala değer vermişler ve adeta saygı duymuşlardır.
Arıcılık, Balarılarının
beslenmesi ve bakımı ile Arı ürünleri elde edilerek kazanç sağlanan bir meslek.
Bu işi yapanlara Arıcı deniyor. Arıcılıkta Bal üretiminin yanı sıra balmumu,
polen, arı sütü, arı zehiri ve propolis gibi arı ürünleri de elde ediliyor.
Arıların tutulduğu ahşap ve harçtan yapılmış özel düzenekli kutulara “arı
kovanı” deniyor. Silindirik olanlar “karakovan”, prizma şeklinde olanlar “fenni
kovan” olarak adlandırılıyor.
Gıdaların saflığı, temizliği, standardı Gıda Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı tarafından kontrol ediliyor. Gıda Bakanlığının belli
periyotlarla yayınladığı hileli gıda listelerinin en başında çoğunlukla Bal Markaları yer alıyor. Kimi markalarda
kimyasallar ve aromalar, kimilerinde çok miktarda kristal şeker tespit ediliyor.
Şuruptan ve pekmezden elde edilen Ballar bile çıkıyor. Balcılıkta önce
dürüstlük… Tüketiciler Ballara kuşkuyla bakıyor. Bal üreticilerine güvenmek
istiyorlar.
Bağ köşelerine, tarlalara bırakılmış arı kovanlarından kalite ve
verim beklenmemeli. Arıcılıkta kalite ve verimlilik bilgiyle, ilgiyle, emekle
artıyor. Arı kovanlarına coğrafi olarak “arılıklar” doğru seçilmeli. Arılar
çiçeklere ve suya yakın olmalı. Sakin temiz ortamlarda bulunmalılar. Ballar
çiçek tozlarına göre çeşitlenir. Ege ballarını (Marmaris-Bodrum gibi) Arılar
çam ağaçlarının gövdelerinin salgılarından yapar. Oysa, Arının çiçek tozlarıyla
ürettiği Ballar beğenilir. En gözde Ballar yaylalarının adlarıyla anılır. İlk
üç sırada; Pervari Balı, Anzer Balı, Sarıçiçek Balı… Yanlış okumadınız, üçüncü
sırada Kemaliye’nin yaylası Sarıçiçek var. Kemaliye’nin Bal zenginliği iyi bir
şekilde değerlendirilmeli...
(Fotoğraflara
sol tıklayarak büyütebilirsiniz.)
(Fotoğraflar
alıntıdır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder