(Efes Antik Kenti. Liman Yolu. Deniz kıyısında yapılaşma yok. Kent
içeride.)
Antik Çağdan
beri, binlerce yıldır insanlar kentlerini
suların yanında kurmuşlar.
Irmakların, derelerin, denizlerin hemen yanında… Görkemli kentlerin çoğu kısmen
de olsa günümüze kadar ulaşmış. Anadolu yarımadası antik kent örnekleriyle
dolu. Adeta açık hava müzesi… Yerli yabancı binlerce meraklı gezip, görüyorlar.
Günümüz mühendisleri de örneklerini bu kentlerden alıyor, akademik çalışmalar
yapıyorlar.
(Latmos Herakleia (Bafa) Antik Kenti. Antik Kent Bafa’yla iç içe. Antik
Kent Bafa gölü kıyısına inmiyor. Koruma kalesi bile yukarıda yukarıya
yapılmış.)
Yerleşimlerde
su kenarları estetik anlamda ya da başka nedenlerle boş bırakılmış. Kent suyu seyretmiş. Suyun
çevresine rüya gibi parklar yapılmış. Suyla kent arasına engel koymamışlar. Bizans
hariç, hemen tamamı koruma surlarını dahi yukarılara yapmışlar. Suya saygı
duymuşlar. Kimi toplumlar suyu tanrı bilmiş.
(Bahçe Deresi – Kemaliye)
Su yaşamdır,
su güzelliktir. Suyun çevresi de güzeldir, bereketlidir… Su iklime klima etkisi
yapar. Suyun kenarına giderek serinlemez miyiz? Su yediklerimize hayat verir,
su arındırır, su şifadır. İnsanlar sudan uzak duramazlar. İnsanla suyun arasına
set konulamaz.
(Kadıgölü – Kemaliye)
Fırat
suların anasıdır… Kemaliye’nin suları Fırat’a koşar… Kemaliye, Fırat için gelmiş
yerleşmiş Fırat’ın yamaçlarına… Kemaliye Fırat’a, Fırat Kemaliye’ye sevdalı…
Birileri çıkmış, Fırat’ı Kemaliye’sinden ayırmış.
(Kemaliye ve Fırat)
Bir kent
önceden planlanır, ihtiyaçlar listelenir. Konut açığı belirlenir, mevcut
konutlar nasıl değerlendirilir, araştırılır. Sonunda yeni konutlara gereksinim
duyulursa kentin doğasına, dokusuna, topografyasına uygun yer seçimi yapılır.
Yeni kent eski kentten ayrı tutulur. Sudan uzak tutulur. Kentle suyun arasına
yerleştirilmez. Yeni yapılar için zemin araştırması yapılır. Doğal yapıya,
kentin tarihsel, arkeolojik ve ekolojik değerlerine zarar vermemelerine özen
gösterilir. Kent rüzgârları göz önünde bulundurulur, iklimin etkilenmemesi
sağlanır. Antik yerleşimlerde bütün bunlar göz önünde bulundurulurmuş.
Günümüzün modern kentleri de aynen düzenleniyor. Kentin yerleştirilmesi
belediyecilerin, inşaatçıların işi değildir. Artık kent planlamacıları, çevre
mühendisleri var. Özellikle Kemaliye gibi kentler zengin ve değerlidir. Kemaliye hakkında kentsel
kararlar bilimsel verilerle verilir.
KEMALİYE’DE
YENİ YAPILARA GEREKSİNİM VAR MIYDI? MEVCUT YAPILAR MODERNİZE EDİLEMEZ MİYDİ?
(Kemaliye)
Kemaliye
TOKİ yapılarını kaldıramaz. Kemaliye’nin dokusuna, geleneksel yapı tarzına
uygun değil. TOKİ yapıları yurdumuzun her yerinde estetik kaygılardan uzak,
sakil yapılar olarak inşa edilmiş. TOKİ binaları yapılan her yerde tepkiyle
karşılandı.
Kemaliye’nin
belki yeni konutlara ihtiyacı vardı. Ancak yeri oralar değildi. Şehirle Fırat’ın
arasında perde oluşturmamalıydı. Az katlı ve Kemaliye’nin geleneksel yapı tarzına
uygun olmalıydı. Şu düşünülebilir; TOKİ’nin ardında şehir yok. Unutmayalım,
Kemaliye’nin bağları, bahçeleri, suları, evleri kent bütünlüğünü oluşturur.
Askerlik
şubesi, hastane, ve önceden Şirzi tarafına yapılmış TOKİ evleri doğru yerdeler.
Yeni yapılan TOKİ’lere de doğru arsa bulanabilirdi.
(Seyitali Parkından Kemaliye. Bu mudur korunan Kemaliye?)
Zaten kent
merkezi yangından sonra geleneksel özelliklerini yitirmeye başladı. Güzelim
Kemaliye’yi yangın yıktı, geri kalanı da adeta yağmalandı. Kemaliye Notları
Kemaliye’nin gelişiminin karşısında değil. Gelişirken özelliğinin tahrip
edilmesine karşı. Kemaliye’nin dokusu, Kemaliye’nin en büyük zenginliği.
Zenginlikler yüzyıllar içinde kazanılmış. Atalarımızdan emanet aldığımız
Kemaliye’nin zenginliklerini çocuklarımıza, torunlarımıza, bizden sonra
geleceklere eksiksiz teslim edelim.
İletişim : kemaliyenotlari@gmail.com
(Fotoğrafların üzerine sol tık yaparak
büyütebilirsiniz.)
(2. ve 6.fotoğraflar alıntıdır.
3. fotoğraf
Miraç Aydın’a aittir.)